EKOTURİZM
“Çevre dostu” turizm türlerinden biri olan ve adı üzerinde ekolojinin korunmasını amaçlayan ekoturizmin evrensel bir tanımı yok. Çok yeni bir kavram. Uluslararası Ekoturizm Topluluğu (TIES) ekoturizmi “doğal alanlara yapılan ve yerel halkın refahını geliştiren, çevreyi koruyan sorumlu turizm” olarak tanımlıyor.
Ekoturizm genelde şu nitelikleri ile öne çıkar:
TIES’in “Global Ecotourism Fact Sheet” adlı raporuna göre 1990’lı yılların başından başlamak üzere ekoturizm % 20-34 oranında büyümüştür.
Günümüzde çok sayıda insan “agroturizm” adlı altında köy evlerinde yaşamak, ekmek pişirmek, halı dokumak, zeytin toplamak, bitkileri tanıyıp reçel yapmak, ormanlarda gezinmek, mantar aramak, geleneksel yemekleri hazırlamak istiyor.
Ekoturizm de çok iyi planlanmalı ve yönetilmelidir. Aksi takdirde zararlı olabilir. Ekoturizm ürünlerinde mutlaka yerelliği, otantikliği göz önünde tutmalıdır. Örneğin yerel köy peyniri, lor bulunurken, konserve, paketlenmiş peynir ya da Danimarka peyniri sunamaz. Bu durumda uzmanların “leakage” dedikleri ekonomide “dışarı sızma” olgusu yaşanır.
Günümüzde zaman zaman bazı işletmeler tüketicilerdeki “doğaya dönüş”, “doğanın korunması” taleplerini istismar ederek farklı yaklaşımlardaki tesisleri “ekoturizm” ögeleri olarak lanse etmeye çalışmaktadırlar.
2002 BM Uluslararası Ekoturizm Yılı’nda BMDTÖ ve BM Çevre Programı’nın ortak desteğinde Kanada’nın Québec kentinde bir araya gelen 132 ülke temsilcisi “Québec Ekoturizm Bildirgesi” olarak bilinen belgeyi kabul etmişlerdir. Bu belge ekoturizm ülkelerini açıklıkla ortaya koymaktadır.