İustinianos'un Konstantinapolisi


11 Ağustos 559: Sabahın erken saatlerinde olağanüstü bir koşuşturma gerçekleşmektedir, Konstantinapolis surları dışında. At arabaları, sürücüler, hizmetkârlar ve subaylar toplanmaya başlamıştır Charisius Kapısı / Harisios Kapısı önünde. İustinianos Selymbria (Silivri) seferinden dönmektedir çünkü.

İustinianos' un Konstantinapolisi

Konstantinapolis’e ilk kez, muhafız birliği komutanı iken kazara tahta geçen amcası Justius’un varisi olarak sürüklenmiş, doğduğu Balkan köyünü bırakıp gelmiştir. O günden bu yana ilk çıkışı ve uzak kalışı olmuştur başkentten. Geçmişin ‘yeni zengini’ bir genç olarak keşfettiği bu kent, yaşlılık yıllarında bir kez daha adım atarken beyaz atının üzerinde tören giysileri ile vakur durmaktadır  “Basileus.”

Charisius Kapısı’ndan girişte kentin valisi ve ileri gelenleri ön sıralarda karşılarlar İustinianos’u. Hemen arkasında rengârenk kıyafetleri ile Yeşil ve Mavi hiziplerini temsil eden sirk göstericileri bir şenlik havası yaratmaktadır. Oysa Basileus sessizdir artık. Tahta çıkışının ilk yıllarında yaşadığı şaşaadan uzaktır. Saraydaki debdebeli davetler, Theodora’nın binlerce kişilik maiyetle seyahat etmesi, görkemli devler törenleri, şan ve şöhretin peşinden koştuğu yıllar geride kalmıştır ve kente giriş töreninn bir an önce sona ermesini arzulamaktadır sanki.

İustinianos' un Konstantinapolisi

Şöyle bir bakar girdiği kapıdan karşısında uzanan kentin panaromasına Basileus. Gözleri boşuna arar ufukta Agia Sofia’nın kubbesini. Nika isyanı sırasında yakılan eski kiliseyi onarmak yerine, kenti taçlandıracak ve kendisinin eseri olarak anılacak bu muazzam kubbeli kiliseyi yaptırmak için hiçbir masraftan kaçınmamıştı Basileus. Oysa 557 depreminde yıkılmıştır Agia Sofia’nın kubbesi. Bulunduğu noktadan bakınca, onlarca kilisenin arasından, henüz tahta çıkmadan yaptırdığı Aziz Sergios ve Bakhos’un (Küçük Ayasofya Camisi) ve kendi döneminde onartıp 553 Konstantinapolis konsülünü topladığı Ayia İrini’nin kubbelerini ayırt eder imparator.

557 depremidir İustinianos’un Konstantinapolis’ten ayrılmasına neden olan. Yalnızca kent değil, Marmara kıyıları boyunca 60 km uzanan Büyük Trakya Sur Duvarı da epey hasar görmüştür. Selymbria seferini, bu duvarın onarımını teftiş için yapmıştır. Aslında imparatorlar batı seferlerinden dönerken kente giriş töreni ‘Altın Kapı’da (Yedikule) yapılmaktadır. Ancak Justinianus’un bu protokolu çiğnemek için bir nedeni vardır bugün. Charisius kapısından geçerek sarayına giden yol üzerinde, sevgili eşi Theodora’nın mezarını ziyaret edecektir.

Bir an için girişte durur ve Haliç’ten Marmara Denizi’ne uzanan kara surlarını inceler. Theodosius’un kenti genişletmek için 413 yılnda yaptırdığı bu çift sıra duvar, önünde hendek, düzenli alıklarla yerleştirilmiş 96 gözetleme kulesi ve korunaklı kapılar ile tüm azametiyle önünde uzanmaktadır. Sur içinde ise kendisini bambaşka bir dünya beklemektedir şimdi.

İustinianos' un Konstantinapolisi

Kapıdan girince kuzey yanda gözüne Blachernai (Vlaherne) Sarayı’nı çevreleyen surlar (güney bölümü sonradan Tekfur Sarayı olarak inşa edildi) çarpar. Kutsal Bakire Kilisesi’nde saklanan Meryem’in tılsımlı giysisinin (kenti felaketlerden koruyacağına inanılan ve yılda bir kentte törenle dolaştırılan, Bakire Meryem’e ait olduğu sanılan bir elbisenin parçası) yanında yapılmış olan sarayı İustinianos genişletmiştir. Zaman zaman Büyük Saray’dan ayrılıp Blachernai’da kalmayı sever yaşlı Basileus.

Bizans İmparatoru’nun önünde revaklı cadde uzanmaktadır. Solunda yer alan Aetius (Etios) Sarnıcı’nı geçer, bu sarnıç 420’lerden bu yana su sağlayan kaynaklardan biridir (bugün Karagümrük futbol sahası). Revakların ötesinde iki yanda kentin sebze bahçeleri uzanmaktadır. Az sonra 320’lerde Büyük Constantinus’un yaptırmış olduğu eski şehir surlarına gelirler. Kent genişletildikten sonra bu eski duvardan geriye yıkıntılar kalmıştır sadece. Bu noktadan itibaren kent kalabalıklaşmaya başlar. Havariler Kilisesi (bugün yerinde Fatih Camisi vardır) önünde durur konvoy. Büyük Constantinus’un ve ondan sonraki pek çok Bizans imparatorunun anıt mezarı kilisenin yanında yer alır. 548’de buraya gömülen Theodara’nın mezarında mum yakar Basileus. Son yıllarında çok yıpranmıştır Theodora, çileli hastalığı nedeniyle gününün çoğunu uyumakla ve şifalı banyolarla geçirirken, saray bürokrasisiyle kuşatılmış zamanıyla tek başına tek başına boğuşmuştur Basileus. Bitmek tükenmek bilmez toplantılar, törenler ve teftişlerde karısı git gide daha az yanında olabilmiştir.

Tam bu noktada konvoya, tören giysileriyle senatörler, üst rütbeli subaylar ve saray hadımağaları katılır. Valens Su Kemerlerine ulaşırlar. 4. yy ortalarında, 3. ve 4. tepeler arasındaki Likus Vadisi’nden suyu aşırmak için yapılmıştır kemerler. Sağda Aziz Polyektos kilisesi çıkar karşılarına (Horhor Caddesi karşısındaki küçük parkta kalıntıları mevcut). İustinianos’un rakibi, imparatorluk soyundan gelen Anicia Juliana tarafından 520’de yeniden yaptırılmıştır kilise. Markianos Forumu’na geldiklerinde sütunun (Kıztaşı) üzerinde imparator Marcian’ın (Markianos) heykeli selamlar konvoyu. Buradan bir kavşağa açılır yol. At Meydanından (Hipodrom) başlayan Mese Caddesi (Divan Yolu) bu noktada ikiye ayrılmaktadır. Altın Kapı’dan geçmiş olsaydı konvoy, Arkadios ve Bovis (Aksaray) Forumları’ndan ilerleyerek yine bu kavşağa ulaşmış olacaktı. 

İşte bu kavşakta Kapitol yer almaktadır. Burada Roma’nın 2 imparatoru ve 2 sezarının birbirini kucaklayışını tasvir eden porfir sütun (bugün Venedik’teki Philadelphion) yer alır. Orta Cadde anlamına gelen Mese Caddesi’nin üzerinde beyaz üniformaları içinde 5 bin subay, lonca mensupları, zanaatkârlar, zırhlı bando alayı, bankerler ve tüccarlar da konvoya katılır. Gitgide artan kalabalık ilerlemelerini yavaşlatmaktadır.

Çift revaklı caddede zorlukla ilerleyerek zafer takına ulaşırlar. Theodosius Forumu’na varmışlardır (eski adı Tauri Forum). 380’de Gotlara karşı kazanılan zafer için yapılmış anıtsal takın (İstanbul Üniversitesi) üzerinde I. Theodosius, Arkadios ve Honorius’un heykelleri bulunur. Roma’daki Trayan Forumu’nu örnek alarak inşa edilmiş bu meydanın ortasında yer alan sütunun üzerinde spiral yiv boyunca I. Teodosius’un zaferlerinden sahneler tasvir edilmekte, en üstte de imparatorun heykeli yer almaktadır. Burası, kenti ziyaret eden yabancı elçileri karşılama protokolünün gerçekleştirildiği ve de batı seferinden zaferle gelen komutanların kutlandığı meydandır.

Sonunda Konstantinus Meydanı’na (Çemberlitaş) ulaşırlar. Büyük Constantinus Nova Roma’yı kurduğunu burada ilan etmiştir. İustinianos döneminde sadece ‘Forum’ olarak anılan bu meydan,  kentin iş merkezini oluşturur. Forumun ortasında, yanık taş diye adlandırılan porfir sütunun üzerinde kentin kurucusu Büyük Constantinus’un ‘Truvalı Apollo’ taklidi heykeli, altında ise kentin bir diğer önemli tılsımı olan Pallas heykeli ve İsa’nın gerildiği haçtan bir parça gömülüdür.

İustinianos' un Konstantinapolisi

Mese Caddesi’nde ilerleyerek Million’a (Mil Taşı) ulaşırlar. İmparatorluğun ‘sıfır noktası’ sayılan bu dört ayaklı kemerden başlayarak diğer kentlerin Konstantinapolis’e olan mesafeleri ölçülür. Hipodrom’un ana girişinde bir an için duraklar imparator. At yarışlarının ve halk eğlencelerinin yapıldığı arenadır burası. Şehrin nüfusunun önemli kısmı buraya gelip desteklediği at koşucuları için çoşku gösterisinde bulunur. Henüz imparator olmamışken at meydanı hizipleri ile bahis oynamıştır İustinianos. Yeni imparator atanmış amcasının peşi sıra Konstantinapolis’e geldiği yıllarda, buradaki alemlerin müdavimi olmuştur. Burada tanıştığı  ‘kibar fahişeler çevresi’nden bir kadın olan Theodora ile evlenmiştir. Babası Hipodrom’da yarış atı bakıcısı olan Theodora, İustinianos gibi ‘taşradan gelen sonradan görmeleri’ eğlendiren bir akrobat ve aktristtir. Sonraki yıllarda kendisi Basileus, Theodora ise Basilissa olarak Kathisma’dan (imparatorluk locası) oyunları birlikte izlemişlerdir, Maviler’i  desteklemişler, yarış masraflarını hazineden karşılamışlardır yıllarca. 

532’de senatörlerin halkla birleşerek kendisine karşı ayaklandığı büyük Nika isyanı Hipodrom’da başlamıştır. Bu isyandan kaçmak üzereyken onu karısının şu sözleri durdurmuştur: ‘Sana en yaraşan giysi imparatorluk kefeni olmalıdır.’ İsyan kan dökülerek bastırılmış ve tarih sayfalarında kendisini lekeleyecek bu olayı kenti süsleyerek örtmek istemiştir Basileus. İsyan sırasında yakılan Büyük Saray, Augesteon Meydanı ve Agia Sofia kilisesini kendi şan ve şöhretine yaraşır şekilde inşa ettirir. O dönemde Bizans, hukuki ve idari anlamda tek meşru imparatorluk sayılmaktaydı. Ancak genç ve cüretkâr İustinianos bununla yetinmez. Roma İmparatorluğu’nu yeniden kurmaya ve eski sınırlarına kadar genişletmeye ant içmiştir. Ve ‘yönetici şehir’ bu ünvanına layık olmalıdır.

Sarayın önündeki Augesteon Forum’una ulaşırlar. Meydan eskisine kıyasla daha küçülmüştür. Adeta Agia Sofia kilisesinin avlusunu oluşturmaktadır. Ortadaki sütunun üzerinde, Aşil’in askeri giysisini kuşanmış ve saç modelini taklid etmiş İustinianos’un bronz heykeli durmaktadır. Basileus heykelde sol elini uzatmış Pers topraklarını işaret etmektedir. Meydanın Hipodrom girişi ile arasında Zevksippos Hamamları vardır. Meydanın doğu tarafında önünde 6 zarif sütunu ile Senato Binası bulunmakta, onun yanında ise Chalke (Halke) Kapısı’ndan Büyük Saray’a girilmektedir. Bu anıtsal pirinç kapıya ulaşınca, saray sekreteri ve bakanların vekili Petros, bir reverans ile Basileus’u selamlar ve tören burada son bulur. 

İki yanında Efes’ten getirilmiş heykellerin olduğu anıtsal kapı, İustinianos tarafindan 532 yılında isyanın hemen ardından inşa ettirilmiştir. Chalke Kapısı’nın tavanında Komutan Belisarios’un Vandallar’a ve Gotlar’a karşı zaferlerinden sahneleri oluşturan mozaikler bulunur. Tahta çıktığı andan bu yana sahip olduğu en büyük şansı ve en iyi dostu saydığı komutanı Belisarios, kısa süre önce Pers Şahı’nı ve Sasanileri yenmiş, Batı İtalya’da Ostrogot isyanını ustalıkla bastırmış, Güney İspanya’yı almış, şimdi ise Afrika’da barışı sağlayarak imparatorluğu yeniden Eski Roma’nın sınırlarına ulaştırmak üzeredir. Bu seferler nedeniyle boşalan hazineye durmadan yeni kaynaklar yaratmak ise Basileus’un en önemli görevi olmuştur.

Chalke’den geçince Büyük Saray’ın labirenti önümüzde açılır. Bu noktadan itibaren teraslar üzerinde inşa edilen saray Marmara Denizi kıyılarına ulaşmaktadır. İmparatorluk salonu, toplantı ve balo salonları, idari binalar, senator ve ailelerinin yaşam üniteleri ile imparatorluk ünitelerini içeren birbirinden bağımsız pek çok yapıdan oluşur Büyük Saray (bir bölümü bugün Mozaik Müzesi).

İustinianos seferden dönmüştür. Bundan sonraki günleri, beşyüz bin nüfuslu başkentte senatörler, bürokratlar ve generallerle toplantılar, yabancı elçilerle görüşmeler, incelenecek dosyalar, davetler, teftişler ve törenler gibi kendisini gün boyu meşgul eden işlerle boğuşmakla geçecektir. Son otuz yıldır bunları yapmaktadır. Bir saray memuru gibi gece gündüz çalışmış, tüm zamanını kendi yarattığı otokrasiye dayalı bu sistemi korumaya adamıştır. Bizans’ın imparatorluk soyundan gelmeyen Basileus’u, her gece şafağa kadar Büyük Saray’ın bir köşesinde çalışan bu yaşlı adam, halkı tarafından ‘uykusuz imparator’ diye adlandırılır. Bir zamanlar Theodora ile paylaştığı özel sarayı Hormidas’ın (bucoleon, Çatladı Kapı yanı) terasından limanda günün doğuşunu izler her gün yorgun gözleri.

 

Makaleleri
HANOİ: AHENK VE CENNET
KUZEY HİNDİSTAN’IN LEZZETLERİ
İki Okyanusun Kucaklaştığı Liman: Capetown
Türkiye'nin Gizli Hazinesi: Ormana Köyü
İmbros'da Meryem Ana Panayırı
Paris'te Sanat ve Müzik
KUTSAL ŞRİ LANKA
İustinianos'un Konstantinapolisi

Önerdiklerimiz

Explore Ortaklığı ile Puglia
BOĞAZ’IN İNCİSİ YENİKÖY
FENER - BALAT TURU
ARKEOLOJİ MÜZELERİNDE BİR GECE
BURGAZADA - KINALIADA
YERALTINDAKİ İSTANBUL TURU
Kişiye Özel Geziler

Size Özel Turlar

Hayalinizdeki geziyi sayfamızda bulamadınız mı?

Hayallerinizdeki Geziyi, Hayallerinizin Ötesinde Yaşayın!

Nasıl bir program istediğinizi söyleyin, size hayallerinizdeki geziyi tasarlayalım, siz dünyayı nasıl görmek isterseniz öyle bir rotayla; herkes için değil sizin tercihleriniz, sizin hayalleriniz, sizin maceranız için

Gemi Gezileri
Makaleler
Fest Travel
Fest Travel Instagram
Fest Travel Youtube
Fest Travel Twitter
Fest Travel Facebook
Çalışma Saatleri
Pazartesi - Cuma : 08.30 - 18.00

Mesai saatleri dışında bize ulaşmak için [email protected] adresimize yazabilir ya da 0 850 622 33 78 no’lu telefonu arayabilirsiniz.
Barbaros Bulvarı, Barbaros Apt. No.74 K.7 D. 18-19 PK.34349 Balmumcu, Beşiktaş-İstanbul / Türkiye

Tel: 0 850 622 33 78
Faks: 0 212 216 10 30
E-Posta: [email protected]