Dünyanın en büyük ve en hızlı gelişen sanayilerinden olan turizm başta insan olmak üzere tüm canlılar ve çevre üzerinde hem olumlu, hem de olumsuz sonuçlar üretebilir. Gelişime katkıda bulunabilir, zarar verebilir.
Turizm ve seyahat etkinliklerinin gerçekleştirildiği ortam 1. İnsan, bitki örtüsü, hayvanlar topluluğu, mikroorganizmalar gibi canlı, 2. Yer, su, hava, iklim, doğal ve tarihsel yapılar, somut kültürel miras gibi cansız 3. Ekonomik, toplumsal ve politik koşullar, somut olmayan, yaşayan kültürel miras gibi toplumsal çevreden oluşur.
Sürdürülebilir turizm ve seyahat anlayışı, doğal, biyolojik, ekolojik, kültürel, toplumsal... tüm yenilenebilen kaynaklara süreklilik sağlanacak, turistik ürünlerin uzun yıllar arza konu olabilme koşullarını yaratacak, başta çevre olmak üzere kaynakları geliştirerek korumak üzere optimal ve rasyonel kullanacak bir planlama ve uygulama anlayışıdır
Sürdürülebilir turizm, bir turizm türü değil, turizm ve seyahat için bir "şart"tır. Turizmin "olmazsa olmaz" koşuludur. Sürdürülebilir turizm anlayışı tüm turizm türlerine uygulanabilir. Kırsal turizm, yayla turizmi, çiftlik turizmi, agro-turizm, yürüyüş, dağcılık, doğa turizmi, doğal yaşam incelemesi, macera turizmi, rafting, kano, kayak, düşük etkili turizm, yumuşak turizm, yavaş turizm, küçük kasaba ve köy turizmi, küçük ölçekli kongre ve konferanslar gibi "alternatif turizm" adı altında sıralanan türler de "sürdürülebilir turizm" anlayışıyla gerçekleştirilmek zorundadır.
Diğer yandan artık iyice anlaşılmıştır ki, turizm etkinliği sırasında zarar gören doğal, tarihsel ve kültürel değerler tek bir ulusun, tek bir ülkenin değil, tüm insanlığın malıdır. Bu nedenle sürdürülebilir turizm ülkesel, bölgesel değil, evrensel bir amaçtır. Sürdürülebilir turizm bir ülkede turizm ve seyahatleri tüm ülkeye ve 12 aya yaymada, doğal, tarihsel ve kültürel mirasın korunup
geliştirilerek gelecek nesillere de sunulmasında "tek yol"dur.
Öncelikle şunu belirtmeliyiz ki, sürdürülebilir turizm ekoturizm ile aynı şey değildir.
Gerçekte "sürdürülebilirlik" kavramı bugün ekonomi, çevre, toplum gibi üç bileşenin iç içe geçmişliği açısından tüm BM alt kuruluşlarında dikkatle ele alınan yaklaşımları zorunlu kılmaktadır. Örneğin BM Çevre Programı (UNEP) içinde Sürdürülebilir Birleşmiş Milletler (SUN) başlığı altında Sürdürülebilir Üretim, Yapılar ve İklim İnisiyatifi, Sürdürülebilir Kentsel Çevre gibi alt hedefler yer almaktadır.
Uluslararası Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN), BM Çevre Programı (UNEP) ve Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) 1990 yılında ortaklaşa "Dünya Koruma Stratejisi" (Sürdürülebilir Gelişme İçin Kaynak Koruma) adlı 77 sayfalık bir rapor yayınladılar. Ardından BM'nin 1983'te kurduğu Dünya Çevre ve Gelişme Komisyonu'nun 1987 Brundtland Raporu olarak bilinen belgesi geldi. Dünya sürdürülebilir gelişmeyi ve dolayısıyla sürdürülebilir turizmi daha yoğun biçimde tartışmaya başladı.
Özellikle 1992 Haziran ayında gerçekleştirilen ve Rio Zirvesi diye bilinen toplantıda da vurgulanan "sürdürülebilirlik" kavramı tüm dünyada büyük destek gördü. Sürdürülebilir ekonomi, sürdürülebilir kalkınma, sürdürülebilir inovasyon, sürdürülebilir mimari, sürdürülebilir tüketim tartışmaları, Kurumsal Sosyal Sorumluluk (CSR), Sorumlu Yatırım İlkeleri (PRI) gibi yeni söylemleri gündeme
getirirken, turizm alanında ekoturizm, jeoturizm, sorumlu turizm, yeşilturizm, karbon emisyonu... gibi tartışma konuları açtı.
1995'de Kanarya Adaları'ndaki Lanzarote'de yapılan "Sürdürülebilir Turizm Dünya Konferansı"nda "Sürdürülebilir Turizm Bildirgesi" kabul edildi (20). 2002'de Johannesburg'da yapılan "Sürdürülebilir Gelişme Dünya Zirvesi"nde konuya ilişkin yeni kararlar alındı.
BM Çevre Programı (UNEP) Yeşil Ekonomi İnisiyatifi'nin (GEI) 21 Şubat 2011'de yayınladığı rapora göre sürdürülebilir turizme yapılacak yatırımlar yeşil ekonomiyi ve istihdamı teşvik ediyor(21). Rapor 2050 yılına kadar turizm dâhil 10 temel sanayi dalına her yıl dünya GSYH'sinin %2'si kadar (şu anda 1,3 trilyon USD) yatırım yapıldığında su tüketiminde %18, enerji tüketiminde %44, karbon salınımında %52'lik bir azalma olacak.
AB, 1996'da Turizm Danışma Komitesi'ni kurdu. 2003'de Avrupa Komisyonu'nun "Avrupa Turizminin Sürdürülebilirliği İçin Temel Yönlendirmeler" adlı açıklaması yayınlandı. Bu açıklamaya bağlı olarak 2004'te Turizm Sürdürülebilirlik Grubu (TSG) kuruldu. TSG 2006'da "Yenileştirilmiş Turizm Politikası" açıklamasında "Avrupa Seçkin Destinasyonlar" (EDEN) projesini desteklediğini bildirdi. Bu destinasyonlar ağına Türkiye'den 2008'de Edirne, 2009'da Kars Kuyucak Gölü seçildi.
2007 Kasımında Avrupa Parlamentosu "AB Turizm Politikası" ve "Rekabetçi ve Sürdürülebilir Avrupa İçin Gündem" adlı raporları onayladı. Sosyal turizm konusunda şu an tüm dünyaya yol gösteren ilkeler BMDTÖ'nün Tourism and Sustainability: an Overview adlı yayınında sıralanan aşağıdaki ilkelerdir (22):